Topal Osman balkan harbi sırasında bedelli askerlik olmasına, ailesinin bedelli askerlik yap demesine rağmen balkan harbine katılmış ve balkan harbinde bacağından yaralanmıştır. Bu gazilik ona Topal Osman lakabının takılmasına vesile olmuş ve topal Osman Ağa olarak anılmıştır. Topal Osman Osmanlı imparatorluğu birinci dünya savaşına girince meşhur iki alman gemisi kopen ve berslav Akdeniz’i geçiyor, egeyi geçiyor, Çanakkale’yi geçiyor, İstanbul’da Osmanlı topraklarına geliyor yavuz ve midilli adını veriyoruz sonrada kara denize açılıyor Rus tersanelerini Rus kıyılarını bombalayınca da fiili olarak Osmanlı imparatorluğu savaşa girmiş oluyor savaşa girince cepheler açılıyor cephelerden biriside bizim doğu Anadolu da doğu ana doluda ki savaşımızda bizim bir sıfır ,iki sıfır beklide on sıfır mağlup olarak başladığımız savaş olarak başlamış oluyor.Sebebini ney diye soracak olursanız acaba neden on sıfır mağlup başladığımızın hangi olaydan dolayı on sıfır mağlup başlamış olabiliriz ,ordu dondu ,sarı kamış harekatından dolayı sarı kamışta ordumuz tamamen ,tamamına yakını donarak imha olduğundan Rus ordusunun önünde duracak bir ordu yok o toprakları yararak harşit’e kadar gelmişler Artvin,Trabzon,Rize geçiliyor harşit’e kadar geliniyor.Harşit çayında Giresunlu Gönüllüler,düzenli ordumuz yok tamamen milis askerleri teşkilatı mahsusacılar topal Osman ağa Hüseyin Avni Alpaslan yarbay Hamdi bey komutasında teşkilat mahsusa birlikleriyle beraber harşit hattında Rus ordusunu durduracak. Bakın ordu durdurmuyor ordu yok, burada gönüllü milisler Rus ordusunun ilerlemesini durduracak, orada durduruyorlar kıran kırana mücadele oluyor. Hatta Topal Osman o dönemde, maalesef zorluğu görüp birliği bırakan askerleri kendi milisleriyle kendi askerleriyle birlikte yakalayıp o dönemde ve daha sonrada söylenecek kara zıpkalı, kara zıpkalılarıyla geri çevirip tekrar birliklerin içine koyacak mücadele etmelerini sağlayacaktır.
Dünya savaşı yıllarında topal Osman’ı biz doğu ana doluda ve Kafkasya hattında görüyoruz. harşit savunmasından sonrada Ruslar ilerleyemeyince 1917 de meşhur ekim devrimi de olunca Türk ordusu ileri harekat yapacak Rize Trabzon batuma kadar ilerleyecektir, hatta yine yeri gelmişken söylemekte yarar var batumda bulunan Türkler tabi batum biliyorsunuz bilmeyenler için parantez açalım 93 harbinden sonra 77 78 Osmanlı Rus harbinden sonra Kars Ardahan Batum yaklaşık olarak 1918 yılına kadar uzun bir dönem Rusların elinde kalacak ve oradaki Müslümanlar bunun acısını çok çekecektir. Kendilerinin yetim kaldığını düşüneceklerdir Türk ordusu 1917-18 de ileri harekât yapınca batumdaki Azeriler Azeri kardeşlerimiz, Müslüman kardeşlerimiz, bir tanesi Türk ordusunu beklerken şu şiiri yazacaktır.
”çırpınırdı Kara deniz bakıp Türkün bayrağına
Ah ölmeden bir görseydim düşebilsem toprağına,
Sırmalar sarsam koluma, inciler dizsem yoluna
Fırtınalar dursun, yana bakıp Türkün Bayrağına”
Şiirini söylüyor bu günde türkü olarak bu söyleniyor. topal Osman o dönemde teşkilatı mahsusacıdır teşkilatı mahsusa bu günkü istihbarat teşkilatı servisimizin büyük babası büyük dedesi o zamanki Osmanlı devletinin özel kurumu orada milis yarbayı olarak bahattin şakirin komutasında birliğinde o dönemde bahattin şakir itihatı terakkinin lider kadrosunda ve doğu Anadolu da görevli deli Halit paşanın yine aynı şekilde deli Halit paşada Kars fatihidir kazım kara Bekir’in komutanlarındandır 1920 yılındaki ileri harekatta karsı alan paşamızdır bil ahire birinci mecliste kel ali tarafından öldürülecektir mecliste ilk öldürülen kişilerden birisidir deli Halit paşa deli Halit paşanın komutasında savaştığını görüyoruz Topal Osman’ın tabi dünya savaşı bizim için bir yıkım oluyor Mondros mütarekesi imzalanıyor mütareke terk kökünden geliyor terk etmek anlamına geliyor savaşı terk ediyoruz anlaşma imzalanınca birlikler dağıtılıyor askerler dağıtılıyor Topal Osman da o dönemde ne yapacaktır Giresun’a geri gelecektir bu dönemde topal Osman’ın Giresun’da belediye reisliği başkanlığı yaptığını görüyoruz. Enteresandır hemen tedbirler alıyor fuhuşla mücadele başlatıyor frengiyle mücadele ediyor kötü işler yapan kadınları uzaklaştırıyor erkekleri de teşhir etme açısından saçlarını tıraş ettirerek teşhir ediyor topal Osman’ın orda ki belediye reisliği biraz kısa sürüyor çünkü İstanbul işgal altında divanı harbi örfi mahkemesi kurulmuş sıkı yönetim mahkemesi kurulmuş teşhir sırasında görevlerini demeyelim de teşhirde zaafları olduğu düşünülen topal Osman da onlardan birisi gıyabında mahkum ediliyor dolayısıyla bırakıyor geri çekiliyor bu arada Mondros antlaşmasının meşhur bir yedinci maddesi var” itilaf devletleri karışıklık olan yerlerde güvenliği tehlikeli gördüğü yerlerde oraları işkal etme hakkına haizdiler” bizim doğu kara denizde de malum o dönemde de oldukça kalabalık bir Rum nüfusu var tarihlerinde de orada bir Trabzon pontos Rum imparatorluğu vardı Pantos Rum cemiyetleri de var tekrar eski imparatorluğu ortaya çıkartma noktasında gemilerle oraya gelen Pontus cemiyeti üyeleri var kızıl haç bünyesinde pontos kızıl haç bünyesinde silah falanda getiriyorlar hafiften böyle Pantos bayrakları da asıyorlar önce kızıl haç bayrakları asıyorlar tabi cesaret kırılması var Türklerde Müslümanlarda kimse karşılık veremiyor pantos bayrağını da asınca artık iş başa düştü noktasında topal Osman da orda yok topla Osman’a haber uçuruyorlar dara düştük yetiş imdadımıza diye topal Osman da ayrılmıştı ya gıyabında mahkum olmuştu ya tekrar gerisi geriye gelecek o dikilen Pontus Rum bayrağını aşağıya indirecek ve atıyla da çiğneyecektir. Burada bir daha böyle şeyler görmek istemiyorum diye de oradaki ilgilileri uyaracaktır. Bu arada topal Osman doğu kara denizde kara zıpkalılarla beraber güvenliği sağlayan bir numaralı kişi samsun hattından Trabzon kadar o hatta devir dayım yapıyor yani sürekli devriye geziyor orduya geliyor orduda düzeni sağlıyor samsuna gidiyor samsunda düzeni sağlıyor gidiyor Giresun da Trabzon da düzeni sağlıyor milisleriyle beraber oraların Türk ve Müslüman ahalisinin rahat bir nefes almasına vesile oluyor. bu dönemde tarih açısından bizim için çok önemli Atatürk Mustafa kemal paşa samsuna çıkıyor 1919 da bu arada şunu da unutmamak lazım ilk İzmir işgal edildiği zaman topal Osman telin mitingleri tertip etmeye başlıyor hem Tirebolu da hem Giresun da İzmir’in işgalini lanetleyen protesto eden mitingler yapıyor Atatürk samsuna çıkıyor ve yavaş yavaş bir birleriyle iletişime geçmeye başlıyorlar tabi milli mücadele organize edilirken daha yeni bir devlet mekanizması kurulamadığından itilaf devletleri de milli mücadelenin başlamaması noktasında isyanlar çıkartmaya başlıyor sağda solda aznavur isyanı işte bozok isyanı çapanoğlu isyanı koçgiri isyanı gibi. Bunlardan bizim için önemli olan topal Osman tarihinde önemli olan koçgiri isyanı vardır 1920 yılında biliyorsunuz Sivas koçgiri bu gün dersim civarlarında aşiretler fırsat bu fırsat noktasında ayaklanacaklardır düzenli ordumuz yok o dönemde dikkatinizi çekiyorum düzenli ordu olmadığından dolayı mesela çapanoğlu isyanını da hem aznavur isyanı olsun hem çapan oğlu isyanı da bir başka milisleri olan Çerkez ethem bastıracaktır koçgiri isyanında da ordu yetersiz kaldığından dolayı o dönemde sakallı Nurettin paşa ordu komutanı isyanı bastırmakla yükümlü topal Osman dan yardım isteyecek oda birlikleriyle beraber koçgiri isyanının bastırılmasında önemli vazifeler alacaktır kendisine de ciddi manada bakın isyan edenler milis milislerle düzenli orduyla mücadele etmek kolay değil hele daha yeni düzenli ordu kurulmadığından dolayı ancak milislerle yine milisler ciddi manada mücadele edebilir topal Osman ın birlikleri gelince gerçekten belini kırıyorlar yani o koçgiri aşiretinin belini kırıyorlar hatta pusu atıyorlar topal Osman a çok sevdiği atını öldürüyorlar topal Osman gerisi geri geliyor tekrar tepelerine biniyor sakallı Nurettin paşa anılarında derki eğer topal Osman olmasaydı biz bu koçgiri isyanının üstesinden gelemezdik der daha sonra Çerkez ethemle Atatürk arasında Mustafa kemal paşa arasında hafiften bir münazaa başlayınca onunda korunması mevzu bahis olunca daha o dönemde düzenli hem ordumuz yok düzenli cumhur başkanlığı muhafız alayı yok topal Osman milisleriyle beraber gönüllü olarak yavaş yavaş Atatürk ünde muhafızlığına başlayacaktır.1921 yılında bu arda bizim için çok önemli olan bir dönüm noktalarından bir tanesi karlofcadan itibaren viyana ikinci viyana kuşatmasından itibaren hep sürekli geriye çekildiğimiz tarihimizde 1921 yılında Ağustos eylül 1921 22 gün 22 gece süren Sakarya meydan muharebesinden sonra Sakarya meydan muharebesinden sonra o Türk gerilemesi durdurulacak ilk defa tekrar inisiyatif bizim elimize geçecektir burada da yine 42 .ve 47. Giresun alaylarının müthiş ama müthiş mücadelelerini görüyoruz Hüseyin Avni Alpaslan bey özellikle Hüseyin Avni Alpaslan beyden bahsetmekte fayda var kendisi topal Osman la beraber doğu Anadolu da teşkilatı mahsusa birliklerinde görev yapmış topal Osman dan bunlar şikayetçi olunca kaymakam değişiyor kaymakam gelen kaymakam topal Osman a suikast düzenlemesi için adam tutuyor Türk bakın bu gelen Türk suikast olayından daha sonra topal Osman haber alacak gidecek kaymakamı alacak kaldıracak Trabzon valisinin önüne atacak gönderdiğiniz adam bana suikast düzenliyor noktasında Hüseyin Avni bey Giresun da askerlik şubesine atandıktan sonra topal Osman ı hep koruyup kollayacaktır.2tane alay var zaten Giresun gönüllülerinden oluşan 42 ve 47 .alaylar birisinin komutanı Hüseyin Avni bey diğerinin komutanı topal Osman bey Hüseyin Avni bey Alpaslan soyadı veriyoruz soy adı çıkmadan verilen bir şey neden Alpaslan diyoruz çünkü o dönemki Türk yurdu dergisinde Alpaslan mahlasıyla yazmış olduğu yazılardan dolayı Sakarya savaşında özellikle hüseynin Avni beyin ve birliklerinin müthiş mücadelelerini biliyoruz ve şehit düşüyorlar zaten Hüseyin Avni bey orda baya bir şehit veriliyor hatta tekrar inisiyatif Türk ordusuna geçtiği zaman kim Taarruz edecek sürecek yunan ordusunu dendiği zaman bunu yapacak düzenli askerlerimiz olmadığından dolayı topal Osman tekrar öne çıkacak ben der milislerimle beraber Taarruzu yaparım komutanım diyerek bu şerefli vazifeyi de üzerine alacaktır.yine bu dönemi bir ufaktan özetlemek gerekirse Yahya kemal bey atlının su dizeleri çok güzel anlatır Sakarya savaşı özellikle 22 gün 22 gece böyle netameli ve şiddetli geçtiğinden dolayı süreklide ha mağlup olacağız ha yenildik ha yenileceğiz düşüncesi içersinde tedirgin İstanbul da ki insanlar o,derki şu kopan fırtına Türk ordusudur Yarabbi senin uğrunda ölen ordu budur yarabbi ta ki yükselsin ezanlarla mueyyet namın galip et çünkü bu son ordusudur islamın diye o Sakarya savaşındaki ordunun galip gelmesi için niyaz içersinde bulunur şiir ile beraber.daha sonra topal Osman ı ve muhafızlarını ata türkün gönüllü koruması olarak göreceğiz kara zıpkalıları 1923 yılına gelindiği vakit artık meclis de Lozan görüşmeleri yapılmış ismet paşa Lozan daki görüşmelerini bitirip geliyor meclise bir rapor veriyor tabi mecliste çok ağır tartışmalar oluyor iki gurup var mecliste ata türkün ve diğer komutanların olduğu birinci gurup ve diğer tarafta da muhaliflerin olduğu ikinci gurup diye bilinen bir gurup var ikinci gurubun liderlerinden de birisi ali şükrü bey Trabzon mebusu kendiside çok başarılı asker kökenli denizci o dönemde ciddi manada muhalif bir kişi tan gazetesini çıkartıyor Ankara da muhalif olarak ve ciddi manada da eleştiriyor kapalı oturumlarda da daha sonra bu eleştirilerden sonra ali şükrü beyin kendisinden bi dönem haber alınamıyor ve en son ali şükrü beyle kim görüştü Mustafa kaptan görüştü Mustafa kaptan kim Mustafa kaptan topal Osman’ın elamanlarından birisi sonra topal Osman ve Mustafa kaptan dinleniliyor ve yapılan adli soruşturmada ali şükrü beyin topal Osman’ın konağında öldürüldüğü ortaya çıkıyor daha sonra topal Osman ve adamlarının yani bu işte eli olanların yangılanmasına karar veriliyor dolayısıyla kuşatılıyorlar orda kısa süreli bir müsademe bir çarpışma oluyor topal Osman elamanları diyor ki karşımızdakilerde bizim arkadaşlarımız öldüresiye vurmayı öldüresiye ateş etmeyin manasında kendiside yaralanıyor yaralı olarak hastaneye kaldırılması istenirken sedyeye yatırılıyor biraz öteye götürülüyor orda bir el silah sesi duyuluyor topal Osman’ın sedyesinin olduğu yerde akabinde de boğazı kesilerek yaralı olmasına rağmen hastaneye götürüyoruz diye alınmasına rağmen yol boyunca yol sırasında boğazı kesilecek ve gömülecektir. Daha sonra mecliste tabi bir milletvekilinin öldürülmesindeki olaydan dolayı mezarı tekrar kazılacak ve başı kesildiğinden ayaklarından asılacak ve teşhir edilecektir. Maalesef Türk tarihinde böyle kıymetli mangal yürekli kişisi böyle hazin bir sonla karşılaşacaktır kendisi kendisini şöyle ifade eder ben der okuma bilmeyen mürekkep yalamamış okuma biliyor da mürekkep yalamamış birisiyim cahilim ama Türküm ve Müslüman’ım ney yaptımsa da bu değerlerim üzerine yaptım hata yapmış olabilirim hatalarımı da söyleyin tabi idam edilmeden öldürülmeden önce konuştuğu şeyler bu hata yapmış olabilirim hatalarım olmuş olabilir bana doğrusunu da gösterin ben o doğruyu da yapmaya hazırım diyecektir. Topal Osman’ın sonu maalesef balkan savaşlarıyla başlayan kahramanlık öyküsü bu şekilde neticelenecektir sonlanacaktır yine onların 42 ve 47 alay askerlerinin Hüseyin Avni beyin o şahısların haleti ruhiye sini göstermesi açısından bir dörtlükle bitirelim şairin dediği gibi kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir nede yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir. Kahramanlık saldırıp bir daha dönmemektir. Topal Osman ve askerleri milisleri aynen bu dizelerde resim edildiği gibi insanlardır sadırınca bir daha dönmeyi düşünmeyen insanlardır. Topal Osman’ın İade-i itibarının verilmesi Giresunluların beklentisidir.
4.Tirebolu Kültür ve Sanat günlerinde yapılan panelden panelist DOÇ.DR. Ercan KARAKOÇ’UN Sunumundan Recep Karakoç tarafından not alınarak hazırlanmıştır.
Giresun Tanıtım Günlerinin ardından Tirdef’ den Açıklama. İstanbul / Kağıthane Hasbahçe... [Devamı]
Görpeli mahallesi semalarından bakış.
Türkülerle Giresun Akşamı… Taksim AKM’de Giresun ve Tirebolu’muzun değeri, Tirdef önceki... [Devamı]
Tirebolu Belediye Başkan Adaylarımızın 31.03.2024 yerel seçim kampanya dönemini Tirebolu’ya yakışır... [Devamı]
23.03.2024 Cumartesi günü Yukarı Boğalı derneğinin Beykoz da bulunan Dernek merkezinde gerçekleştirdiği... [Devamı]